Davranış Bozuklukları

Çocuklar erken dönemden başlayarak davranışlarını, bulundukları sosyal ortam ve norma uygun yönde şekillendirmeyi öğrenir, sosyal mesajlarla, kendi tutumlarının başkalarını nasıl etkileyeceği yönünde bilgi sahibi olur.  Başkalarının ihtiyaç ve duygu durumuna yönelik kendini düzenleyemeyen çocuklar, ilerleyen yaşlarda sorunlarla karşılaşır. Kuralları izlemekte, başkalarıyla empati kurmakta zorlanır, karşı tarafın duygusunu anlamlandıramaz veya hatalı şekilde atıfta bulunur. Çabuk öfkelenir, kavga başlatabilir, kurallarla (otoriteyle) çatışır, başkalarını suçlama veya yalan söyleme gibi davranışlar sergileyebilir, kendisinin ve çevresinin (arkadaş ortamı gibi) güvenliğini tehlikeye atacak davranışlarda bulunabilir. Davranış bozukluğu olarak adlandırılan bu durum, ileride antisosyal davranış bozukluğunun önemli bir yordayıcısıdır.

Mesela, ilkokul döneminde arkadaşlarıyla oynayan bir çocuk, arkadaşlarıyla şakalaşırken kendiyle alay edildiğini “düşünüp” öfke duyabilir ve bu öfkeyi saldırgan bir tutumla yansıtabilir veya arkadaşlarını üzecek bir söz, kırıcı bir davranışta bulunabilir. Bazıları bu davranış sonrası pişmanlık duyarken bazıları da pişmanlık duymayabilir. Bu ve benzeri örnekler, davranış bozukluğunda gözlenen durumlara örnek sayılabilir fakat bu tablo her çocukta aynı şekilde gözlenmeyebilir.

Davranış Bozukluğu Nedir?

Çocukluk döneminde gözlenen davranış bozuklukları; karşı gelme, karşıt olma, başkaldırma, düşmancıl tarzda tekrar eden davranışlar şeklinde gözlenebileceği gibi toplumsal norm ve kuralları ve/veya başkalarının haklarını çiğneme yönünde, yinelenen tarzda davranış örüntüleri olarak da görülebilir, insan veya hayvanlara karşı agresyon, öfke tepkisiyle kendini gösterir.

davranis-bozuklugu-1

Davranım Bozukluğunun Belirtileri

Sıklıkla, insan veya hayvanlara karşı agresyon, öfke tepkisiyle kendini gösterir: Zorbalık, göz korkutma, tehdit etme, fiziksel kavga başlatma, ciddi yaralanmalara yol açabilecek biçimde nesne kullanma (sopa, cam şişe, kırık eşyalar, bıçak, çakı gibi), insanlara ve hayvanlara fiziksel olarak acımasız davranma, çalma, birini zorla cinsel aktivitede bulunmaya zorlama gibi yıkıcı davranışlar gözlenebilir.

İnsanlara ve Hayvanlara Karşı Gösterilen Saldırganlık

  • Çoğu zaman başkalarına kabadayılık eder, gözdağı verir ya da gözünü korkutur,
  • Çoğu zaman kavga dövüş başlatır,
  • Başkalarının ciddi bir şekilde fiziksel olarak yaralanmasına neden olacak bir silah kullanmıştır(örn; taş, değnek,kırık şişe, bıçak,tabanca)
  • İnsanlara fiziksel olarak acımasız davranır,
  • Hayvanlara fiziksek olarak acımasız davranır,
  • Başkalarının gözü önünde çalmıştır (örn;saldırarak soyma, silahlı soygun)
  • Cinsel olarak başka insanları taciz eder, zorlar.

Eşyalara Zarar Verme

  • Ciddi hasar vermek amacıyla isteyerek yangın çıkarmıştır,
  • İsteyerek başkalarının malına mülküne zarar vermiştir.
  • Dolandırıcılık ya da Hırsızlık
  • Bir başkasının evine ya da arabasına zorla girmiştir,
  • Bir şey elde etmek, çıkar sağlamak ya da sorumluluklardan kaçmak için çoğu zaman yalan söyler,
  • Hiç kimse görmeden değerli bir şey çalmıştır.

Kuralları İhlal Etme

  • On üç yaş öncesinden başlayarak ailenin yasağına rağmen çoğu zaman geceyi dışarıda geçirir,
  • Ailesinin yanında yaşarken en az iki kez gece evden kaçmıştır,
  • On üç yaş öncesinden başlayarak çoğu zaman okuldan kaçmıştır.

Çocuklukta başlayan tip ve ergenlikte başlayan tip olmak üzere davranım bozukluklarının başlama yaşına göre iki tipi vardır, bu iki kategorinin gösterdiği belirtiler, hastalığın gidişatı, tedavi süreci açısından birbirinden farklılık içerir. Çocuklukta başlayan davranım bozukluğu ileride antisosyal kişilik bozukluğu geliştirme açısından bir risk faktörüdür ve bu tür problemlerin tedavisi daha uzun ve zordur, ergenlikte başlayan davranış sorunları da çoğu zaman ergenlik dönemine özgü problemler olmasına rağmen, bu problemlerin süreklilik göstermesi ve kişinin günlük yaşamını etkilemeye başlaması durumlarında davranış bozukluğu olarak nitelendirilir.

Davranım bozukluğu kişinin günlük hayatını ve sosyal yaşamını etkileyen ciddi bir sorundur ve bu tür belirtilerin görülmesi halinde erkenden tedaviye başlanması gerekir, tedavi edilmeyen durumlar, kişinin ileride suça eğilimini, antisosyal davranışları ve saldırganlık davranışlarını artırır.

davranis-bozuklugu-2

Davranım Bozukluğunun Nedenleri

Erken çocukluk döneminden başlayarak mizaç farklılıklarıyla (zor mizaçlı, zor yatışan bebekler) görülen, dürtüsel tarzda davranışlar ve/veya öğrenme alanında yaşanan güçlüklerle süren ve yetersiz ebeveyn denetiminin (bakım verenin sık değişimi, ihmal, istismar gibi) neden olduğuna dair araştırma bulgularının yanı sıra genetik aktarım (psikopatolojiye yatkınlık), ebeveyn tutumları (katı fiziksel ceza, tutarsız disiplin anlayışı gibi) ve ebeveynde gözlenen psikolojik sorunların (depresyon, madde kullanımı gibi) tetikleyici etkisinden söz edilmektedir. Suça bulaşmış çocuklarla veya suçlu gruplarla ilişkide bulunma eğilimi, bir diğer çevresel etken ve aynı zamanda yukarıda bahsedilen sebeplerin bir sonucu olarak gözlenmektedir.

Yapılan davranış sonunda pişmanlık duymamak ise davranım bozukluğundaki bir diğer önemli belirtidir. Haklı olduğunu düşünme, hatayı bir başkasına yükleme eğilimi, bu tip olgularda çok fazladır, çevreyle olan  ilişkisinde empati kuramama, başkalarının duygu ve düşüncelerini umursamama, sosyal ipuçlarını düşmancıl tarzda okuma veya okuyamama, problem çözme ve sosyal becerilerin yoksunluğu gibi durumlar sıkça görülür. Bazı olgularda da bilişsel kapasite/zekaya ilişkin düşük performansla karakterizedir.

Davranım Bozukluğunun Tedavisi

Davranım bozukluğunun tedavisi, çocukla ve gençle bireysel olarak yürütülen terapinin yanı sıra, çocuğun ve gencin yaşamındaki birçok alanda belirli düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılar. Çocukla ve gençle birebir yürütülen terapi sürecinde öfke kontrolü, duyguları düzenleyebilme, sosyal becerileri geliştirme üzerinde durulur, bunun yanında aileyle işbirliğiyle ailenin davranışlarında ve ev ortamında belirli düzenlemelere gidilir. Eğer okul ortamında yaşanan sorunlar var ise okulla iletişime geçilerek, okulda yapılabilecek düzenlemeler belirtilir, davranım bozukluğunun gidişatına göre psikiyatrik değerlendirme ve ilaç kullanımı da tavsiye edilir.

UZM. DR. SERKAN SÜREN
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı